Şanghay Beşlisi ve Türkiye
Avrupa Birliği’nde kademeli olarak uzaklaştığımız şu günlerde tüm devlet yetkililerinin ağzından duymaya başladığımız Şanghay Beşlisi terimi üzerine konuşmak için geç değil sanırım.
1996 yılında kurulan bu paktın ana üyeleri Çin, Rusya, Kazakistani, Kırgızistan ve Tacikistan olarak biliniyor. Fakat 2001 yılında gruba Özbekistan da dahil oldu. Ayrıca Hindistan ve Pakistan da alım sürecinde işlemleri tamamlamaya devam ediyor.
İlgili örgütünün ekonomik ayağına direk giriş yapan Türkiye bunu AB’nin aldığı durdurma önerisine karşılık olarak yayınladı. Ekonomik konuda başkanlığı üstlenen devlet olan Türkiye’ye, Rusya ve Çin gibi devletler de olumlu bakıyor. AB’nin aldığı kararlar sonrası sürecin hızlandığını hepimiz net bir şekilde görüyoruz. Fakat kamuoyunda bu durumu negatif olarak görenler de var. Tabi bu duruma en büyük gerekçeleri döviz kurlarında meydana gelen manipülasyon neden oluyor.
Muhtemelen ilerleyen süreçler de bu gruba daha da yakınlaşacağımız çok büyük bir ihtimal görünüyor. Fakat AB’nin konu ile ilgili de bizim için adımlar atacağına inanıyorum. Çünkü Türkiye AB’nin dinamosu şeklinde görülüyor. Bazı ırkçı hükümetlerin ardında olduğu bu durumların da ilerleyen vadede çözüleceğine inanıyorum. Gelecekte AB zaten farklı bir kimliğe bürünecek, çökmeyecek belki ama eskisi kadar da güçlü olmayacak bu durumda güç kaybeden AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var.
Mülteci süreci döneminde Türkiye’ye çeşitli vaatlerde bulunan ve uygulamaya almayan AB için yakın bir zamanda çeşitli yaptırımların olacağını düşündüğümden dolayı belki eleştirilebilirim fakat, Türkiye’nin AB’ye bağlı olduğunu anlamak açısından bu çok önemli bir durum olarak görülüyor.
Gelecekte neler olacak göreceğiz fakat AB’nin geri adım atıp tekrar Türkiye’ye sinyaller vereceğine inanıyorum. Tabi bu durum bizim Şanghay Beşlisi’ne katılmayacağımız anlamına gelmiyor. Asıl mesele iki grubu idare edebilir miyiz? Bunu tartışmalıyız.